Son Dakika “Özel Haber Gazeteci Naci İşler ­- Nevşehir” Günümüzde kaynakların sınırlı, ihtiyaçların ise sınırsız olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Ancak bu gerçekliğe rağmen, israf hiç olmadığı kadar yaygın. Türkiye'de her yıl yaklaşık 18 milyon ton gıda çöpe gidiyor. Bu miktar, dört kişilik milyonlarca ailenin bir yıllık yiyecek ihtiyacını karşılayacak kadar büyük.

Market raflarında son kullanma tarihi yaklaşmış ürünler indirime bile girmeden çöpe atılıyor. Lokantalarda, düğünlerde, ev sofralarında kalan yemekler çoğu zaman değerlendirilmeden çöpe gidiyor. Tarlada kalan sebzeler, yalnızca şekli bozuk olduğu için satılmıyor. Tüm bu israf zinciri, sadece vicdanları değil, ekonomiyi ve çevreyi de derinden etkiliyor.

Bir başka acı tablo ise su israfında karşımıza çıkıyor. Türkiye su zengini bir ülke değil. Ancak özellikle tarımda yapılan bilinçsiz sulama yöntemleriyle her yıl milyonlarca metreküp su boşa akıyor. Bu durum hem kuraklık riskini artırıyor hem de ekolojik dengeyi bozuyor.

Kapadokya’da Kavurucu Sıcaklara Dikkat!
Kapadokya’da Kavurucu Sıcaklara Dikkat!
İçeriği Görüntüle

Yetkililer, israfla mücadelede bilinçlenmenin ve eğitim kampanyalarının önemine dikkat çekiyor. Ancak bireysel çabaların da en az toplu politikalar kadar etkili olduğu unutulmamalı. Alınabilecek basit önlemler — alışveriş listesiyle markete gitmek, kalan yemekleri değerlendirmek, suyu boşa akıtmamak — büyük bir fark yaratabilir.

Ama tüm bu veriler, uyarılar, kampanyalar bir noktada tıkanıyor. Çünkü toplumun büyük bir kesimi hâlâ israfı “normal” olarak görüyor. İşte bu yüzden, yıllardır aynı cümleyi kuranların sesi yükseliyor:

“İsrafı daha nasıl anlatayım ki?”

Fotoğraf: Profesyonel Fotoğrafçı Galip Hasan Temur

[email protected]


1 (2)-55