Niğde’de üreticiler, yüksek girdi maliyetleri, düşük ürün fiyatları ve yetersiz devlet desteği nedeniyle üretimden çekilme noktasına geldi. CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, kentteki çiftçilerle bir araya gelerek tarım sektörünün içinde bulunduğu ekonomik darboğazı yerinde inceledi. Gürer’in üreticilerle yaptığı görüşmede yaşanan diyaloglar, tarımda giderek derinleşen krizin tüm yönleriyle ortaya çıkmasına neden oldu.
“Bu Tarlalarda Çalışa Çalışa Battık”
Niğdeli üretici Şaban Akkoyun, yaşadığı ekonomik sıkıntıları ve umutsuzluğunu şu sözlerle anlattı:
“55 dönüm yer için 650 bin lira nakit parayla başladım. Kooperatiften 140 bin lira borçla gübre aldım, kalanını da kredi kartlarıyla karşıladım. Sezon sonunda toplam 1 milyon 100 bin lira harcadım. 30 dönümden sattığım patatesten 250 bin lira kazandım. Geri kalan patatesin getireceği para da 250 bin lira. Yani toplam 500 bin lira gelir elde ettim. Eğer bu parayı toprağa değil de altına yatırsaydım, bugün 1 milyon 300 bin lira ederdi. Namus ve şeref sözü veriyorum; bu saatten sonra çiftçilik yapmayacağım. Bu tarlalarda çalışa çalışa battık. Bu eller, alın teriyle batıyor.”
Akkoyun, artık tüm arazilerini bırakma kararı aldığını belirtti:
“150 dekar arazim vardı, hepsini bırakıyorum. Bu yıl 55 dönüm patates, 6 dönüm fasulye ektim. 1 milyon 100 bin lira harcadım, 550 bin lira gelir bekliyorum. Çalışarak zarar ettim. Devletin verdiği destek yok, bizi hep kandırdılar. On yıldır profesyonel çiftçilik yapıyorum, hayvancılığa da girdim, onda da battım. Şap hastalığı çıkıyor, devlet önlem alamıyor. Biz batıyoruz, büyük üreticiler kâr ediyor. Bu düzen böyle gitmez.”
“Market 19 Liraya Satıyor, Köylüye 4 Lira Kalıyor”
Akkoyun, üreticiyle tüketici arasında oluşan fiyat farkına da dikkat çekti:
“Market zincirleri 7,5 liraya fiyat açıklıyor. Aracılar 4-5 liraya bizden mal almaya çalışıyor. 1,5 lira işçilik, 50 kuruş çuval maliyeti, 50 kuruş kâr diyorlar. Geriye 4 lira kalıyor. Markette ise aynı patates 19 liraya satılıyor. Bizim emeğimizin karşılığı yok. Onlar patatesin yarısını bile beğenmez, seçmece alır. Üretici perişan, marketler kâr rekoru kırıyor.”
Geçtiğimiz yıl da benzer bir tablo yaşandığını söyleyen üretici, satılamayan 28 ton patatesin depoda çürüyüp hayvanlara yem olarak verildiğini anlattı:
“100 ton patatesim vardı. 70 tonunu 3-5 liraya sattım, 28 ton elimde kaldı. İnek yemine verdim. Köylülerin hayvanlarına gönderdik, yazık günah.”
Gürer: “Üretici Maliyetine Satamıyor, Markette Ürün Katlanıyor”
CHP’li Gürer, üreticinin yaşadığı bu tabloyu “tarımda sistem krizi” olarak nitelendirdi: “Tarlada patatesin yarısı kalmış, markette 17-19 liradan satılıyor. Üretici maliyetine satamıyor. Aradaki farkı kim kazanıyor? Üretici de tüketici de dertli. Esas olması gereken kamucu bir yaklaşım. Devlet devreye girmeli. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) alım yapmalı. TMO alıma girdiğinde tüccar da fiyatı keyfine göre belirleyemez. Ama şu anda çiftçinin yanında kimse yok. Olmayınca piyasayı tüccar boğuyor.”
“TMO 13,5 Lira Açıkladı Ama Buğdayı 11 Liradan Aldı”
Akkoyun, devlet kurumlarının da piyasada güven vermediğini belirterek tepkisini sürdürdü:
“TMO 13,5 lira fiyat açıkladı ama buğdayı 11 liradan aldı. Tarım Kredi Kooperatifi ‘mal alacağız’ diyor, gidip büyük çiftliklerin malını 17-18 liradan alıyor. Sonra kendi deposuna 9,5 liradan ürün çekiyor, sonra da ‘zarar ettik’ diyor. Zararı yine biz çekiyoruz. Geçen yıl patates martta 10 liraydı, biz 5 liraya bile satamadık. Stokçular aldı, ağababalar topladı, piyasayı yine onlar belirliyor. Bizim dayanacak gücümüz kalmadı.”
“Genç Çiftçiler Avrupa’ya Gitmenin Yollarını Arıyor”
Görüşmeye katılan genç üreticiler ise umutsuzluk içinde olduklarını dile getirdi.
Bir genç üretici, durumun vahametini şu cümleyle özetledi:
“Şurada dört genç çiftçiyiz, hepimiz Avrupa’ya gitmenin yollarını arıyoruz.”
Gürer, bu sözleri “kırsalda gelecek umudunun yok olduğunu gösteren en çarpıcı örnek” olarak değerlendirdi.
“Devlet Kamucu Bir Anlayışla Devreye Girmeli”
CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, üreticinin üretimden kopmaması için devletin fiyat istikrarını sağlayan, alım garantisi veren ve girdi maliyetlerini düşüren bir politika izlemesi gerektiğini vurguladı:
“TMO’nun etkin olduğu, kooperatiflerin gerçekten üretici için çalıştığı, kamunun denetim ve destek sağladığı bir sistem kurulmalı. Aksi halde bu tablo önümüzdeki yıllarda gıda krizine dönüşür.”
Sonuç
Niğde’deki üreticilerin yaşadığı bu tablo, Türkiye tarımının genel fotoğrafının bir özeti niteliğinde. Artan girdi maliyetleri, düşük ürün fiyatları ve yetersiz destekler, çiftçiyi üretimden uzaklaştırıyor.
Bir zamanlar “Türkiye’nin patates ambarı” olarak bilinen Niğde’de artık tarlalar boşalıyor, gençler köyden uzaklaşıyor.
Üretici Şaban Akkoyun’un sözleri, tarımın geldiği noktayı belki de en net şekilde özetliyor:
“Çalışa çalışa battık, bu toprakta battık.”
📩 İletişim: naciisler@gmail.com